بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

هَٰذَا يَوْمُ لَا يَنطِقُونَ ٣٥

Bu; onların konuşamayacakları gündür.

– İbni Kesir

وَلَا يُؤْذَنُ لَهُمْ فَيَعْتَذِرُونَ ٣٦

Onlara izin de verilmez ki özür dilesinler.

– İbni Kesir

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ ٣٧

Vay haline o gün, yalanlayanların.

– İbni Kesir

هَٰذَا يَوْمُ ٱلْفَصْلِۖ جَمَعْنَٰكُمْ وَٱلْأَوَّلِينَ ٣٨

İşte bu; sizleri ve öncekileri topladığımız hüküm günüdür.

– İbni Kesir

فَإِن كَانَ لَكُمْ كَيْدٌ فَكِيدُونِ ٣٩

Eğer Bana karşı bir düzeniniz varsa; onu hemen kurun.

– İbni Kesir

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ ٤٠

Vay haline o gün, yalanlayanların.

– İbni Kesir

إِنَّ ٱلْمُتَّقِينَ فِى ظِلَٰلٍ وَعُيُونٍ ٤١

Muhakkak ki muttakiler, gölgeliklerde ve pınarlardadırlar.

– İbni Kesir

وَفَوَٰكِهَ مِمَّا يَشْتَهُونَ ٤٢

Ve canlarının istediğinden meyveler.

– İbni Kesir

كُلُواْ وَٱشْرَبُواْ هَنِيٓـًٔۢا بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ ٤٣

İşlediklerinize karşılık afiyetle yeyin, için.

– İbni Kesir

إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجْزِى ٱلْمُحْسِنِينَ ٤٤

Şüphesiz ki Biz; ihsan edenleri böyle mükafatlandırırız.

– İbni Kesir

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ ٤٥

Vay haline o gün, yalanlayanların.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu